Dopamin, dikkat, hareket, öğrenme süreçleri, motivasyon ve duygusal tepkilerin organize edilmesinde etkili olan bir nörotransmitterdir. Nörotransmitterler’in nöronlar arasında iletişim görevi yapan kimyasallar olduğunu söyleyebiliriz. Sinir sistemi boyunca sinyal aktarımı sağlaması yönüyle fizyolojimizin önemli bir parçasıdır.
Çok yaygın kullandığımız “iyi hissetmek” tabiri aslında dopamin salgılanması ile ortaya çıkmaktadır. Herhangi bir eylem sonucunda mutlu olduğumuzda, vücudumuza dopamin salınımı olur ve bizi mutlu eden davranışı tekrarlama olasılığımız artar. Bu durumda dopamin, davranışın pekiştireçi olur.
Dopamin seviyemizin beynimizdeki ödül sistemi ile bağı vardır. Ödül sistemimiz, bizi mutlu eden bir şey yaptığımızda ortaya çıkan mutluluk durumuna işaret eder. Örneğin günde yediğimiz üç öğünün beynimizdeki ödül sistemini aktive ettiği gözlemlenmektedir. Bu ve bunun dışında günlük aldığımız uyaranlar, normal şartlarda dopamin seviyemizi yeterli bir seviyede tutmaya yarar fakat, yaşadığımız çağın getirisi sosyal medya ve uyaran bolluğu, dopamin seviyemizi belirli bir standarttan uzaklaştırır. Haliyle ödül mekanizması bozulur ve devamlı olarak dopamin açlığı hissedilir.
Telefonumuza refleks olarak elimizi attıktan sonra geçirdiğimiz onca saatler, keyfimizin kaçmasıyla yemeğe sarılmamız, bir bölüm izleyip kalkarım dedikten sonra bitirilen sezonların ardında tamamiyle bu durum vardır.
Bu durumun güncel sorun olması yönüyle güncel bir çözümü olmasını bekleyebiliriz ama aslında biçimsel olarak basit, uygulaması yönüyle zor bir çözüm bulunmuştur: Dopamin Diyeti.
Tüm yapmamız gereken, kontrolsüzce alınan uyaranları almayı reddetmek, belirli bir program yönergesine uyarak, zihnimizi dinlendirmek olmalıdır. Bunun için ilk adım, bizi yaşam planlarımızdan alıkoyan tüm nedenleri listelemek ve karşımıza çıkma oranlarını düşürmek olacaktır. Ayrıca, zaman aralığına yönelik bir takvim hazırlamak etkili olabilir. Bu şekilde günlük planlar ve internet kullanımı arasında kesin bir çizgi çizebiliriz.
Dopamin Diyeti kavramını ortaya atan Dr. Cameron Sepah, gün sonunda 1-4 saat, haftada 1 gün, yılın her çeyreğinde bir haftasonu, tüm yıl boyunca ise bir hafta olmak üzere dopamin diyetini uygulayabileceğimizi söylüyor.
An’ın içinde kalarak farkındalığımızı arttırmak, öz-kontrol için çaba göstermek, hatta en önemlisi hazzı ertelemek, hasar almış dopamin reseptörlerimizin düzelmesini sağlayacaktır. Şu an için feda edilen zevkler, daha yoğun ve daha sağlıklı bir şekilde mutluluk kapımızı aralayabilir.